Hacamat yeniden keşfediliyor ZAMAN Gazetesi haber 30 eylül 2011
Peygamber Efendimiz'in sünneti 'hacamat'a itibarı iade ediliyor. Hastalıklarından kurtulamayanlar çareyi hacamat yaptırmakta buldu. Özellikle Batı'da bu tedavinin yapıldığı merkez sayısı her geçen gün artıyor. Peki hacamat nedir, hangi hastalıkları tedavi eder?
Çağımız insanının en büyük sorunlarından biri hastalıklardan kurtulamaması... Bu da insanları modern tıbbın dışında tedavi yöntemlerine sevk ediyor. Bunlar içinde en çok ilgi gören ve her geçen gün dünya tıp çevrelerince de tavsiye edilense 'kupa terapisi', İslam literatüründeki adıyla 'hacamat'. Öyle ki, temmuz ayında, NHI Doğal Sağlık Enstitüsü ve Sade Hayat derneğinin girişimleriyle İstanbul'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla 'Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumu' bile düzenlendi.
Kısacası; geçmişi insanlık tarihi kadar eski kupa terapisi (hacamat) tedavisinin itibarı iade ediliyor. Hacamat, Peygamber Efendimiz (sas)'in de uyguladığı, ümmetine de pek çok kez tavsiye ettiği bir tedavi yöntemi. Uzmanlara göre, iyileştirmediği bir hastalık yok. Peki nedir bu kupa terapisi (hacamat), nasıl yapılır, faydaları nedir?
Vücut yeniden doğmuş bebek gibi
Kupa terapisi, yaş ve kuru olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kuru olanı, ağrıyan bölgeye bardak/şişe çekme işlemine deniyor. O daha çok vücutta masaj etkisi yapıyor. Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifinde "Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır." diye önemini vurguladığı vücuttan kan akıtılarak yapılan işlem 'yaş' olanı. Uygulama alanı daha fazla ve daha çok hastalığı tedavi ediyor. Çünkü işlem vücutta sağlığı koruma amacıyla atık maddelerin biriktiği belli noktalardaki tıkanıklık, kılcal veya ince damarlardan kirli kanın akıtılmasını sağlıyor. Hastalıklara sebebiyet veren bu kanlar atılıyor ve vücut işlemini yeni doğmuş bir çocuğunki gibi yerine getiriyor.
Hipokrat kupa terapisini savunuyor
Tedavinin geçmişi de hayli eski... Bu noktada bilgiyi Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumunu düzenleyenlerden Sade Hayat Derneği Başkanı Faruk Günindi'den öğreniyoruz.
Kupa terapisi 5 bin yıldır dünyanın pek çok yerinde uygulanan bir tedavi şekli. Modern tıbbın babası Hipokrat bile tedaviyi anlatmış. Tedavinin Müslümanlar içinse ayrı bir yeri var. Çünkü, insanlığa 5 vakit namazın hediye gönderildiği Miraç'ta, Peygamber Efendimiz'e melekler, kupa terapisini tavsiye ediyor. Efendimiz (sas) bu olayı hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Miraç'tan inerken hangi melek cemaatine rastlasam, 'Ey Muhammed! Ümmetine hacamat olmalarını emret' dediler."
Hadislerde hacamata dair her bilgi var
Hacamat ile hadis-i şerifler bunlarla sınırlı değil. Hadislerde, hacamatın nerelerden ve hangi tarihlerde yapılması gerektiğine kadar ayrıntılı bilgi yer alıyor. "Kafa hacamatı yaptırmak 7 derde şifadır: Cinnet, baş ağrısı, cüzam, maraz, uyuklama, diş ağrısı, baş dönmesi." hadis-i şerifi buna örnek. Şu anda İslam dünyası, tedaviyi, bu hadisler doğrultusunda uyguluyor. C-7 diye adlandırılan omuz, baş, kürek kemikleri ve kalp hizası, bel ve kuyruk sokumu, ayak bileklerini kapsayan bu noktalar, bugün dünyadaki bilim adamlarının da kupa terapisi için tavsiye ettiği yerler. Çünkü bu 7 bölge, vücutta atıkların toplandığı yerler ve hastalıklar bu noktalarda kendini belli ediyor.
Faruk Günindi, bu C-7 bölgenin dışında da terapi uygulanabileceğini söylüyor ama bazı bölgeler hariç. Mesela kafa çukuru. Uygulanırlığı 20. yüzyılda azalan ancak son birkaç yıldır tekrar gündeme gelen bu tedaviye dair günümüzde yapılmış tek akademik araştırma İngiltere Kupa Derneği'nin Genel Sekreteri Dr. Kaleem Ullah'a ait.
Faruk Günindi'nin anlattığına göre, Kaleemullah'ın araştırmaya başlama hikâyesi ilginç. İngiltere'de tıp fakültesinde öğrenci olduğu yıllarda omuzunda bir ağrı başlar Ullah'ın. Okuduğu okuldaki pek çok profesörün kapısını çalar şifa bulmak için. ama nafile. Bir gün ev arkadaşı, "Sen doktor adayısın böyle şeylere karşı çıkarsın ama sana bir şey önereceğim. Bence hacamat ol." der. O da arkadaşının tahmin ettiği gibi karşı çıkar hacamata, fakat yine de yaptırır ve ağrısı geçer. Tedavi karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Ullah durumu hocalarına anlatır. Ve okuduğu bölümün başkanı, yüksek lisansını bu alanda yapmasını tavsiye eder. Böylece, konuya dair ilk akademik araştırma ortaya çıkar. Ullah, araştırma yapmakla kalmaz ve tedavi merkezleri açar.
Tedavinin faydaları kanıtlanmalı
Tedavinin Türkiye'de yayılmasını sağlayan ve modern öğelerle birleştirip üzerine araştırmalar yapan kişiyse Norveçli doktor Aidin Salih. Aidin Hanım, Türkiye'de bu alanda pek çok uzman yetiştiren biri. Tedaviye dair bir kitabı da var: Gerçek Tıp. Müslümanlığı bile İbn-i Sina'nın kitabında okuduğu 'hacamat tedavisi' sayesinde seçiyor. Aidin Hanım, tedavi için oldukça net fikirlere sahip. "Günümüzde iki yaşındaki çocuğa dahi hacamat uygulanmalı." diyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: "Bütün hastalıklar beslenme şeklimize bakıyor. Modern çağda da insanların ne yiyip ne içtikleri belli değil ve konsantre-hazır gıda tüketimi oldukça fazla. Haliyle vücut daha çok kirleniyor ve daha çok hastalık ortaya çıkıyor. İlaçlar da vücuttaki bu kiri temizlemiyor. Hacamatın önemi, kirlenen vücudu kan alarak temizlemesinden geliyor."